#Artan Kamu Borcu ABD Tahvillerinin Cazibesini Azaltıyor

Coronavirüs salgını dünyanın üzerinde bir kara bulut olarak kalmaya devam ediyor. Güncel verilere göre şu ana kadar 965 bin 625 kişi hayatını kaybetti. Tespit edilen pozitif vaka sayısı 31 milyon 272 bin 842 oldu.

Amerika Birleşik Devletleri 7 milyondan fazla vaka ile salgının merkez üssü olmaya devam ederken, Avrupa ülkelerinde son günlerde kaygı verici düzeyde artan vakalar dikkat çekiyor. Ekonomistler artan vakalar ve hükümetlerin uyguladığı teşvikler doğrultusunda, tahvil piyasasını değerlendirdi.

Holger Schmieding CNBC’ye verdiği demeçte, ABD’nin artan kamu borcu nedeniyle tahvil getirisi açısından Avrupa’nın gerisinde kaldığını söyledi.

The pandemic will make European bonds more attractive than their US peers, economist predicts https://t.co/rgsBUYsts3

— CNBC (@CNBC) September 21, 2020

Yapılan değerlendirmede ABD’deki kamu borcunun hızla arttığı belirtilirken, gayrisafi yurt içi hasılaya oranının %98’e yükseldiği söylendi. Bu oranın 2021 yılında %109 olması bekleniyor.

Washington hükümeti salgının yaralarını sarmak için hanehalkına ve firmalara nakit desteği başta olmak üzere pek çok yardım yaptı. Salgınla mücadele için yapılan harcamalar kamu borcunun da hızla yükselmesine yol açtı.

ABD tahvillerinin normal şartlarda geleneksel güvenli varlık olarak algılandığını hatırlatan analistler, pandeminin genel tabloyu bozduğunu söylüyor.

Biriken borcun hükümetin geri ödeme yükünü de artırdığı için ABD tahvillerinin gelecek dönemde, Avrupa’dakilere göre daha az çekici hale geleceği belirtiliyor. Schmieding, önümüzdeki dört yılda Avrupa’da çok az borç krizi riski olduğunun da altını çizdi.

Günlük koronavirüs enfeksiyon sayılarındaki hızlı artış, kısıtlamaların yeniden uygulanma olasılığını artırıyor.

Birçok ülke Haziran ayının başlamasıyla birlikte, salgının yayılmasını durdurmak için uyguladığı karantina kurallarını da gevşetmişti. Ancak tatil mevsiminin de olması sebebiyle insanlar kurallara uyma konusunda başarısız olurken, son haftalarda çok ciddi düzeyde artış oldu. Dünya Sağlık Örgütü de genel tablonun karamsar olduğunu vurguladı.

Fransa’da son 4 saat içinde 10 bin, İngiltere’de 4 bine yakın yeni vaka bildirildi. İspanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde de endişe verici düzeyde bir artış söz konusu. Deutsche Bank analistleri, söz konusu tablo itibarıyla Avrupa ekonomisinin “V” şeklinde toparlanma olasılığından giderek uzaklaştığını bildirdi.

Ekonomistlerin hemen hepsi kısıtlamaların çok geniş ölçüde olmasını istemiyor. Fakat Eylül ayında rekora ulaşan hasta sayılarının önümüzdeki aylarda durumu daha da kötüleştireceği, bu nedenle kısmi de olsa tedbirlerin yeniden devreye sokulması gerektiği düşünülüyor.

Capital Economics ise tüketici güvenine dikkat çekti. Bütüncül bir kısıtlamaya bu taraftan da sıcak bakılmazken, insanların evden çalışmaya zorlanmasının tüketici güvenini olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.

İngiliz baş sağlık görevlisi Chris Whitty, ülkede tedbirlerin artırılmaması durumunda, önümüzdeki haftalarda günde 50 bin vaka görüleceğini söyledi.

Birleşik Krallık en fazla vakanın görüldüğü 14. ülke konumunda. Chris Whitty ve baş bilimsel danışmanı Patrick Vallance, Pazartesi günü yaptıkları basın açıklamasında eğer önlem alınmazsa Kasım ayında günde 50 bin vaka ve 200 ölüm görüleceği konusunda uyarıda bulundu.

İngiltere’de son yapılan duyuruya göre karantina kurallarını ihlal edenlere 10 bin sterlin para cezası uygulanacağı açıklandı. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, kafe, restoran ve bar gibi yerlerin çalışma saatlerinin azaltılması gerektiğini iletti. Bunun yanında saat 22:00’den sonra sokağa çıkma yasağının getirilmesi de öneriler arasında yer alıyor.