#Berlinale, Mohammad Rasoulof’un Bir Yıllık Hapis Cezasını Çekmek Üzere Cezaevine Çağrılmasını Kınadı #SosyalMedya #Tv #BB

Berlinale, Cannes Film Festivali, Avrupa Film Akademisi gibi Avrupa’nın önde gelen festivalleri ve sinema kurumları, Mohammad Rasoulof’un bir yıllık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine çağrılmasını kınadı.

İnatçı Bir Adam – Lerd ile adından övgüyle söz ettiren İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof, geçtiğimiz yıl ulusal güvenliği tehlikeye atmak ve İslam hükûmetine karşı propaganda yapmak suçundan İran Devrim Mahkemesi tarafından bir yıl hapis cezasına çarptırılmış, ayrıca pasaportuna el koyularak iki yıl seyahat yasağı getirilmişti.

İran Devrim Mahkemesi tarafından verilen bu kararı temyize götüren Rasoulof, mahkeme süreci ve baskılarla baş etmek zorunda kalmış olsa da bu süreçte film çekmekten vazgeçmedi ve bu yıl yeni filmi Sheytan vojud nadarad – There Is No Evil ile sinemaseverlerin karşısına çıktı. Dünya prömiyerini yaptığı 70. Berlin Film Festivali’nde beğeniyle karşılanan film, Altın Ayı‘ya layık görüldü. Seyahat yasağı nedeniyle ödül törenine katılamayan Rasoulof, gönderdiği mesajda “bu tarz yasakların İran hükûmetinin tahammülsüzlüğünü ve despotluğunu gözler önüne serdiğini” belirtti.

Rasoulof’un Altın Ayı’yı kazanarak tüm dünyada adından söz ettirmesi ve ödül töreninde paylaştığı mesaj, yönetmenin bir kez daha kendisini İran hükûmetinin hedefinde bulmasına neden oldu. 70. Berlin Film Festivali’nde ödüllerin sahiplerini bulmasından sadece birkaç gün sonra, Rasoulof’un avukatı bir açıklama yayınlayarak müvekkilinin geçtiğimiz yıl verilen bir yıllık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine çağrıldığını duyurdu.

Berlinale, Mohammad Rasoulof’un Bir Yıllık Hapis Cezasını Çekmek Üzere Cezaevine Çağrılmasını Kınadı

Rasoulof’un avukatı bu karara itiraz edeceklerini belirtirken, Corona virüsü salgınından en ciddi şekilde etkilenen ülkelerden biri olan İran’da salgını kontrol altına almak için 54 bin mahkûmun eve gönderildiğine dikkat çekerek, cezaevine girmesi hâlinde yönetmenin ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olacağını belirtmişti.

Corona virüsü salgını nedeniyle mahkûmların eve gönderildiği bir dönemde Rasoulof’un bir yıllık hapis cezası için cezaevine çağrılması bu kararın yönetmenin Berlin Film Festivali’ndeki mesajına bir reaksiyon olduğunu açıkça gösterirken, İran hükûmetinden geldiği aşikâr olan bu karar tepkileri beraberinde getirdi.

Rasoulof’un cezaevine çağrılmasına Berlinale yönetiminden de tepki geldi. Berlinale tarafından yayınlanan açıklamada, Berlinale’in ifade özgürlüğünün ve sanatın özgürlüğünün arkasında durduğu belirtildi ve Rasoulof’un cezaevine çağrılması kınandı. Berlinale direktörleri Carlo Chatrian ve Mariette Rissenbeek’in imzasını taşıyan açıklamada, İran yönetiminden bu kararı yeniden gözden geçirmeleri istendi.

Cannes Film Festivali ve Avrupa Film Akademisi (EFA) Gibi Pek Çok Festival ve Sinema Kurumu da Bu Kararı Kınadı

Berlinale’in bu kınama mesajını yayınlanmasından kısa bir süre sonra Avrupa’nın önde gelen sinema kuruluşlarından da bu karara tepki geldi. Avrupa Film Akademisi (EFA), Cannes Film Festivali, Deutsche Filmakademie, Filmförderung Hamburg Schleswig-Holstein, Filmfest Hamburg, Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali (IDFA) Rotterdam Uluslararası Film Festivali (IFFR), Netherlands Film Fund ve Accademia del cinema italiano, yayınladıkları açıklamayla Mohammad Rasoulof’un cezaevine çağrılmasını kınadı ve İran yönetiminden Rasoulof’un güvenliğini ve sağlığını emniyete almaları için bir an önce harekete geçmeleri istendi.

Yayınlanan bu ortak açıklamada yönetmene verilen hapis cezasının bir an önce iptal edilmesi ve seyahat yasağının kaldırılması istenirken, tüm dünyada festivallerin ve sinema kurumlarının da bu çağrıya destek vermesi istendi.

Avrupa Film Akademisi Başkanı Wim Wenders, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Meslektaşımız Mohammad Rasoulof normalde farkında olmayacağımız bir gerçekliği bize anlatmaya devam eden bir sanatçı. Altın Ayı kazanan filmi There Is No Evil, hiç bir insanın yaşamaması gereken ekstrem durumlarla baş etmek zorunda olan insanların son derece insani bir portresi. Mohammod Rasoulof’unki gibi seslere ihtiyacımız var; insan haklarını, özgürlüğü ve itibarı savunan seslere.”