#Ruhların Kaçışı (2001) – Oscar Ödüllü Bir Animasyon #SosyalMedya #Tv #BB

Ruhların Kaçışı (2001), Hayao Miyazaki’nin hem yazıp hem de yönettiği bir animasyon yapımı. Filmin kazandığı sayısız ödül bulunuyor ama bunların içerisinde en önemlisi 2003 yılında aldığı En İyi Animasyon Filmi Oscar’ı. Yapımın süresi tam iki saat beş dakika ancak buna rağmen çok az animasyon yapımının ulaşabildiği bir başarıyı yakalıyor ve seyrederken bizi hiç sıkmıyor.

Konusu

Filmin tamamı 10 yaşındaki küçük bir kızın etrafında geçiyor. Bu muhteşem animasyon bizi büyülerin, cadıların, birbirinden ilginç yaratıkların olduğu sürrealist bir dünyaya götürüyor. Chihiro adlı bu kızın ailesi yeni bir eve taşınmak üzere yol koyulmuştur. Ancak eve ulaşırken yollarını kaybediyorlar ve içerisinden geçtikleri tünel onları farklı ve inanılmaz bir dünyanın içerisine taşıyor. Chihiro’nun anne ve babası bildiğimiz dünyanın tamamen dışında kurallarla yönetilen bu dünyanın büyüsüne kapılıyorlar. Ancak Chihiro, Haku adlı birisinin yardımıyla bu fantastik dünyayı anlamaya başlıyor.

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Animasyon Hayal Gücünün Sınırlarını Zorluyor

Ruhların Kaçışı adlı yapımda en çok beğendiğim yön bu büyülü dünyanın inanılmaz detaylarla aktarılmasıydı. En küçük detayların bile atlanmadığı bu dünyada yer alan tüm karakterler gerçekten başarılıydı. Ruhlar hamamını yöneten Yubaba karakteri, Yüzsüz, pis kokan ruhlar ve orada çalışan ancak isimleri çalındığı için birer köle haline gelen insanlar… Ayrıca yemeklerden izinsiz yedikleri için domuza dönüştürülen insanlar… Hamamda çalışan birbirinden farklı yaratıklar… Hamamda ruhlarını temizlemeye gelen ilginç, korkutucu ve aynı zamanda gizemli müşteriler… Evet, tüm detaylar gerçekten çok iyiydi.

Haku’ya yardım etmeye çalışan Chihiro belki de oradakilerin tamamen unuttuğu sevgi ve karşılıksız iyilik kavramlarını hatırlatıyor onlara. Uzayan ellere sahip Kamaji ilginç bir şekilde Haku ve Chihiro arasındaki bağın sevgi olduğunu anlamıştı. Kamaji zaten Chihiro uyurken onun üzerini örtmüş ve iyi bir kalbe sahip bir karakter olduğunu ortaya koymuştu. Chihiro’nun kendisine yardım eden ve belki bir domuza dönüşmesini ya da yok olmasını engelleyen Haku’yu ejderha görünümündeyken tanıması, ona son ana kadar yardım etmesi ve onu terk etmemesi de bence harika bir dokunuştu. Chihiro tüm bu yaptıklarıyla oradaki herkesten çok daha farklı olduğunu ortaya koymuştu.

Chihiro’yu Farklı Yapan Şey Neydi?

Bence yönetmen ve senaristin en güzel dokunuşlarından birisi buydu. Aslında Haku, Chihiro’ya yardım etmeseydi Chihiro’nun orada hayata kalma şansı yoktu zaten. Hatırlarsanız Chihiro yok olmaya başlamıştı bile. Haku ona eğer sihirli yiyecekten vermeseydi Chihiro kısa sürede saydamlaşıp yok olacaktı. Peki, Haku ona neden yardım etmişti? Bilindiği gibi Haku oradaki herkes gibi kendi istemini unutmuştu ve böylece bir ölçüde Yubaba’nın kontrolüne girmişti. Ancak o Chihiro görünce tuhaf bir şekilde onu hatırladığını fark etmişti. Onunla arasında bir bağ vardı ama ne olduğunu bilemiyordu. Yubaba’nın ikizi ve zıttı Zeniba, Chihiro ile konuşurken ona yşananların asla kaybolmayacağını söylemişti. Chihiro buradan hareketle Haku ile nasıl tanıştıklarını hatırladı. Haku onu çocukken düştüğü bir nehirde boğulmaktan kurtarmıştı ve nehrin adı da Kohaku’ydu. Bu isim Haku’nun gerçek adıydı. Haku bunu duyar duymaz her şeyi hatırlamıştı.

Görüldüğü gibi iyiliğin asla kaybolmayacağına güzel bir atıf yapılmış bu yapımda. Haku’nun Uzun zaman önce yaptığı bir iyilik önce Chihiro’nun, sonra anne ve babasının ayrıca son olarak da Haku’nun hayatını kurtarmıştı.

Sonuç

Ruhların Kaçışı türün severlerini inanılmaz ve sürprizlerle dolu bir kurgusal dünyanın içerisine çekiyor. Bu tarz yapımları seviyorsanız mutlaka bir şans vermeniz gereken yapımlardan birisi. Animasyonun çok farklı ve güzel bir atmosferi var. Bunca büyüye, cadılara, farklı yaratıklara rağmen karmakarışık ve anlaşılmaz bir dünya seyretmiyoruz. Çok net, tertemiz ve izleyiciyi sıkmadan kendisini seyrettiren bir yapım.