Allgemeines

#Evde Sıkılanlara 50 Film Önerisi #SosyalMedya #Tv #BB

Evde Sıkılanlara 50 Film Önerisi

Evde ne yapacağını bilemeyen, hangi filmi izleyeceğine karar veremeyen okurlarımız için 50 adet farklı türde film hazırladık.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini gösteren CoVid-19 virüsü sebebiyle herkes kendi karantinasını yaratmış durumda. Evlerde geçirdiğimiz vakti daha kaliteli hale getirebilmek bizim elimizde. Bu süreçte birkaç gün önce Twitter üzerinden bir film öneri serisine başladım.

Sıkılanlara film önerisi #1

The Man From Earth (2007)

Bir tarih hocası taşınmaya karar verir ve tüm meslektaşlarını evine toplar. Farklı ekollerden gelen diğer hocalara, dünya kadar yaşlı olduğunu söyler. Tek mekan ve diyalog üzerine muazzam filmlerden biri.

— Özay Şen (@ekvatortilkisi) March 21, 2020

Daha geniş bir alana yayabilmek ve tabii siz Frpnet okurlarının beğenesine sunmak amacıyla önerdiğim filmleri burada derleyip tekrar beğeninize sunuyorum.

Ayrıca belirtmekte de fayda var. Filmlerin çoğu bende yer etmiş ya da yazdıkça aklıma gelmiş olan filmler. Birçoğu sitemizin konseptine uyan filmler bile değil. Ancak sinemayı seven bir birey olarak kategori, tür, yıl gözetmeksizin 50 adet filmi sizlerin beğenisine sunuyorum.

The Man From Earth (2007)

Bir tarih hocası taşınmaya karar verir ve tüm meslektaşlarını evine toplar. Farklı ekollerden gelen diğer hocalara, dünya kadar yaşlı olduğunu söyler. Tek mekan ve diyalog üzerine muazzam filmlerden biri.

Planes, Trains and Automobiles (1987)

Steve Martin ve rahmetli John Candy’nin başrollerini çektiği bir yolculuk filmi. Birbirinden alakasız iki insan arasında oluşan komik ve absürd bağ üzerine sıcak bir film.

The Blind Side (2009)

Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde, doğru yönlendirme ile genç hayatların nasıl değişebileceği konu edinilir. Hafif duygusal yanı da mevcut ama korkmayın ağlatacak cinsten değil.

Hunt for the Wilderpeople (2017)

Son dönemin en orijinal yönetmenlerinden Taika Waititi’nin kendine has bir anlatımı olan kara mizah ögeleriyle dolu, izledikçe izlettiren bir yolculuk ve bağ filmi. Sırf Yeni Zellanda doğa harikaları için bile izlenir.

The Sisters Brothers (2018)

Romandan uyarlama bir kovboy filmi. İki kelle avcısı kardeşin serüvenini konu ediniyor. Yine zıt karakterler ve onların bağı üzerine kurulu filmlerden biri.

The Princess Bride (1987)

Kült fantastik filmlerden biri. Masalsı anlatımıyla maailecek izlenip herkesin kendisi için bir parça bulacağı filmlerden. Hello, my name is Inigo Montoya, you’ve killed my father, prepare to die!

Kapıcılar Kralı (1976)

Yeşilçam filmi olmazsa olmaz. Türk toplumunun sosyolojik sınıflandırması üzerine kurgulanmış, paragraf araları hicivlerle dolu bir yapım. Kemal Sunal’ın en iyi filmlerinden birisidir bana göre.

Birdman (2014)

Inarritu’nun, Revanant’ı çekmeden önce boş takvimine bakıp sığdırdığı, tek kamera planı üzerine kurulmuş tiyatro sanatları ve arka perdedeki insan ilişkileri üzerine muazzam filmlerden biridir. Temposu asla düşmez.

İtirazım Var (2014)

Günümüz sinemasının önemli ismi Onur Ünlü’den çıkma, tam bize göre ve bizim dilimizden anlatılmış bir polisiye filmi. Camiisinde yaşanan cinayet sonrasında olayın peşini bırakmayan yenilikçi bir imamın hikayesi konu edinilir.

Coco (2017)

Pixar’ın en iyi işlerinden biri olan Coco, ölümden sonraki yaşam, aile bağları, serüven ve müzik üzerine oturtulmuş filmlerden biri. Animasyonsuz olmaz diyenlerin bakması gerek.

Nuovo Cinema Paradiso (1988)

Gürül gürül ağlamak isteyenlere tavsiyemdir. Sürekli boğazda bir yumruk hissedeceğiniz, İtalya’nın ufak bir kasabasında bir film kondüktörü ve onunla çalışan ufak bir çocuğun hikayesi. İtalyan sinemasının en iyilerinden.

Dogma (1999)

Değeri bilinmemiş kült filmlerden. Oyuncu kadrosu resmen yıldızlar geçidi olan bu film din konusuna farklı bir bakış açısı getirirken komedi unsurlarıyla da hiciv çıtasını arşa çıkarıyor.

The City of Lost Children (1995)

Genç Ron Perlman’ı görebileceğiniz bu fantastik yapımda, rüya görmeyen bir adamın çocukları kaçırıp onların rüyalarından beslenmesi konu edinilir.

God Bless America (2014)

ABD bağımsız sinemasının en nadide örneklerinden biri. Bozulan toplum dayanışmasının sorunlarını göze sokarak anlatırken, müzik tercihleri ve kamera kullanımıyla da izleyiciyi doyurur.

Looper (2012)

Kemiksiz bilimkurgu sevenlere gelsin. Zamanda yolculuk paradoksları üzerine oturtulmuş, bazı açılardan sınıfta kalsa da soluksuz izlenebilecek bir film.

Dark City (1998)

Yine değeri zamanında bilinmemiş dark-noir türünde hazırlanmış gerilim yüklü bir bilimkurgu filmi. Şehrin karanlıklarına gizlenmiş hikayesi ortaya çıktıkça avuçlarınız terleyecek.

The Perks of Being a Wallflower (2012)

Genç ama yetenekli kadrosuyla, vıcık vıcık anlatılan ergenlik filmlerine nazaran daha derli toplu olan ve kullandığı dil itibariyle de güçlü ve eğlenceli bir filmdir.

Swiss Army Man (2016)

Daniel Radcliffe’in hiçbir şey yapmadan da ne kadar yetenekli olabileceğini gösteren, bir karikatür izliyormuşsunuz hissi uyandıran, yalnızlıkla boğuşma üzerine kurulu nadir güzellemelerden biri.

Kubo and the Two-Strings (2016)

Stop-motion tekniği ile hazırlanmış, uzak-doğu kültürüyle beslenmiş ailecek de izlenebilecek keyifli bir film. Seslendirme kadrosu da çok iyidir.

Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013)

Vizyonunda sıkıntı yaşadıktan sonra Onur Ünlü tarafından internette ücretsiz olarak yayınlanan, Ege’nin ufak bir kasabasındaki insan dertlerini bambaşka bir dille anlatan, sinemamızın en deneysel filmlerinden biri.

Interstate 60: Episodes of the Road (2002)

Karşısına çıkan bir cinden her sorusuna cevap isteyen bir adamın yol hikayesi. Her istediğimiz olsaydı mutlu olabilir miydik sorusuna güzel bir cevap verir.

Kedi (2018)

İstanbul ile özdeşleşmiş kediler için hazırlanmış bir belgesel. Hem kediler, hem de o kedilerin hayatına dokunmuş sıradan insanların hayatları.

Scott Pilgrim vs. the World (2010)

Çizgi romandan nasıl film uyarlanır ve o çizgi roman havası nasıl korunur? Edgar Wright’ın kadrajı ve senaryonun absürdlüğü muhteşem bir birliktelik yaşıyor.

I Saw The Devil (2010)

G. Kore’nin intikam konusuna kafayı takmış sinemasının özel ve güzel örneklerinden biri. Avcı av haline gelirse ne olur? Onun için üzülmeye mi başlarsınız yoksa hak ettiğini mi düşünürsünüz?

The Breakfast Club (1985)

80ler’i 80ler’de anlatan en güzel yapımlardan biri. Döneme damga vurmuş John Hughes imzalı filmde, cezaya kalmış birbirinden çok farklı 5 öğrencinin birkaç saatini anlatır. Çember olup dertleştikleri sahne muazzamdır.

Crazy, Stupid, Love (2011)

Rom-com önermeden olur mu? Kendi türündekilere hiç benzememesi, senaryosu ve oyuncu kadrosundan kaynaklı olsa gerek. Steve Carell her işin adamı olduğunu kanıtlıyor.

One Flew Over the Cuckoo’s Nest (1975)

Jack Nicholson’ın parladığı filmdir. Akli dengesinin bozuk olduğunu kanıtlamaya çalışan bir suçlu, hastanedeki diğer hastaların arasında kendi deliliğinin yükselişe geçtiğinin farkında değildir.

Stand by Me (1986)

Stephen King’in korku, gerilim dışında da ne kadar usta bir yazar olduğunun kanıtıdır. En iyi film uyarlamalarından biri olan bu yapımda, bir cesedi bulmaya çıkan bir arkadaş grubunun yolculuğu anlatılır.

The Founder (2017)

Meşhur fast-food zincirinin nasıl kurulduğunu değil; nasıl bu kadar büyüyebildiğini anlatan ilginç yapımlardan biri. İnsan doğasındaki hırs unsuru yine beklenmedik sonuçlar doğuracaktır.

Rams (2015)

Yıllar önce birbirine bilenip tüm köprüleri yakan iki koç yetiştiricisi kardeşin, İzlanda’nın soğuk ve zorlu topraklarındaki hikayesi.

JoJo Rabbit (2019)

Savaşı ve savaş propagandasını 10 yaşında bir çocuğun gözünden anlatan, Taika Waititi’nin yine kendine özgü diliyle bizlerle buluşturan şahane filmi. Komedi ve duygusal sahneleriyle birleşen zıtlıktan doğan bir güzellik.

Die Welle (2008)

Vizyoner bir öğretmen diktatör rejimlerini daha iyi anlatabilmek için sınıfta bir deney yapmaya başlar fakat işler kontrolden çıkar. İsimler ölse de rejim fikirlerinin kolay kolay ölmeyeceğinin kanıtıdır.

Waiting (2005)

Bir Clerks kadar olmasa da o ayarda çekilmiş, bir cafenin çalışanlarının bir gününü konu edinen acayip komik bir film.

Ready Player One (2018)

Ernest Cline’ın romanından uyarlama, ki romanı çok daha iyidir, geek kültürüne sırtını yaslamış her yerinden sürpriz çıkan güzel bir bilimkurgu filmi.

The Invention of Lying (2009)

Ricky Gervais’in toplum, sosyal yaşam ve din üzerine çektiği hiciv dolu bir çalışma. Yalanın olmadığı ütopik bir dünyada yalan söylemeyi keşfeden bir adamın hikayesi konu ediniliyor.

Bone Tomahawk (2009)

Bir roman yazarı senaryo yazarsa ve bunu da vahşi batı ile yolculuk üzerine kurgularsa ne olur? Ortaya gerilim dolu, ayakları yere basan, derin karakterleri olan muazzam bir film çıkar.

The Fall (2006)

Değeri bilinmeyen, kenarda köşede kalmış ama her izleyeni büyülemeyi bilen masalsı bir film. Ufak bir çocukla aynı koğuşta kalan bir adamın ona anlattığı masallardan büyülenmemek elde değil.

Children of Men (2006)

Çıktığı dönemde yanlış PR çalışmasıyla vizyon başarısı yakalayamayan, Alfonso Cuaron imzalı distopik bir film. Tüm insanlığın kısır olduğu ve devletlerin işlevini yitirmeye başladığı bir dünya resmeder.

The Thing (1982)

Bugün izlendiğinde bile plastik makyaj ve pratik efektleriyle insanı rahatsız eden, kendine has bir korkusu olan Carpenter filmidir. Grotesk yapısıyla birçok filme de ilham kaynağı olacaktır.

The Usual Suspects (1995)

90lar’ın “Hadi canın finale bak ya” dumurunu yaşatmayı kendisine ekol bellemiş örneklerinden biri. Aksiyonsuz tempo tutturan nadir filmlerden.

12 Monkeys (1995)

Gelecekte insanoğlu bilinmeyen bir hastalık yüzünden kırılmaktadır. Geçmişe gönderilen bir suçlunun her şeyi düzeltileceğine inanılır. Terry Gilliam’ın kült filmlerinden biri. Sağlam bilimkurgu içerir!

Se7en (1995)

95′ senesinin bir başka önemli yapımı Se7en, önceki iki filmle beraber tüketilirse bünyede boğulmalara yol açabilir. Bir seri katilin peşine düşen iki dedektifin, noir türündeki araştırmasını anlatır.

Ruby Sparks (2012)

ABD bağımsızlarından bir nadide parça daha. Bir yazarın yaşadığı tıkanıklığı ona hayalindeki kız arkadaşını yazmasına iter. Bir de bakar ki hayalleri gerçek olmuştur. Fakat istediği olmuş mudur?

Ferris Bueller’s Day Off (1986)

Dördüncü duvarı delip biçerek seyirciyi de macerasına katan eğlenceli bir 80ler dönem filmi. Okulu kıran üç arkadaşın bir günde yaşadıkları maceraları anlatır.

Shaun of the Dead (2004)

Edgar Wright, Simon Pegg ve Nick Frost üçlüsünü dünyaya tanıtan İngiliz komedisinin en iyi örneklerinden biridir. Zombi istilası komik unsurlarla başarıyla birleştiren özgün işlerin başında gelir.

Fargo (1996)

Coen Kardeşler’in en bilinen işi olabilir. Farklı yolların kesişmesi, kara mizah dozuyla öyle güzel ayarlanmıştır ki nasıl başlayıp bittiğini anlamazsınız.

Jim & Andy (2017)

Belki de çağımızın en yetenekli komedyeni olan Jim Carrey’in, Andy Kaufman’ın rolünü üstlendiği Man on the Moon filminin arka kısmında yaşadığı karakter bozunumuyla alakalı bir belgesel.

Freaks (1932)

31′ tarihli Dracula’nın yönetmeni Tod Browning’in deneysel çalışması. Bir sirkteki deforme olmuş insanların, ki gerçekten de öyleler, farklı ama kendi içlerinde de nasıl bir bütün olduklarını anlatır. İlk izleyenleri sinemadan kaçmış.

District 9 (2009)

G. Afrikalı yönetmen Neil Blomkamp’ın bilimkurgu sinemasına yeni bir soluk getirdiği, yarı-belgesel tadında hazırlanmış filmi. Dünyamıza gelen uzaylılar işgale değil de zorunluktan iniş yapmış olsalar ne olurdu; sorusuna cevap verir.

Lord of the Rings Extended (2001-02-03)

Sanırım hepimiz de bu konuda hem fikiriz. İzlenecek daha iyi bir şey yoksa her zaman için Yüzüklerin Efendisi’nin uzatılmış versiyonunun maratonu yapılabilir.

Kaynak

Daha çok bu tarz yazılar okumak isterseniz sosyal medya kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Film izlemeyi seviyorsanız Film.BuradaBiliyorum.Com sitemizi, Dizi izlemeyi seviyorsanız Dizi.BuradaBiliyorum.Com sitemizi forumlarla ilgileniyorsanız Forum.BuradaBiliyorum.Com adresini ziyaret edebilirsiniz .

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"
Schließen

Please allow ads on our site

Please consider supporting us by disabling your ad blocker!