#Ceren Damar Davası: İftiralarla Dolu Sanık Savunmasına Rağmen Mahkeme Heyetinden Örnek Karar #SosyalMedya #Tv #BB

Türkiye kadına yönelik şiddet ve tacizde dünyada üst sıralarda yer alıyor. Her gün bir başka kadın bir erkek tarafından öldürülüyor. Ne yazık ki cezalar yeterli olmuyor. Son birkaç yılda Türkiye’de binlerce kadın öldürüldü. Yalnızca 2019 yılında tam 411 kadın hayattan koparıldı. Emine Bulut, Şule Çet, Güleda Cankel, Ceren Özdemir ve diğerleri… Türkiye’nin kanayan yarası olan bu isimlerden biri de 2 Ocak 2019 günü öğrencisi tarafından öldürülen akademisyen Ceren Damar’dı. Ceren Damar davasında bugün karar verildi. Katil zanlısı Hasan İsmail Hikmet “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırıldı.

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi olan Ceren Damar 2 Ocak 2019 günü öğrencisi Hasan İsmail Hikmet isimli erkek tarafından öldürülmüştü

“Kopya çektiği öğrencisini uyardığı için” Hasan İsmail Hikmet tarafından, 17 defa bıçaklandıktan sonra, tabancayla göğsünden vurularak öldürülen Ceren Damar’ın katili için ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyordu

Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen davanın 29 Kasım’daki ikinci duruşmasında savcı mütalaasını vermiş ve sanığın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemişti.

24 Ocak’ta görülen üçüncü duruşmada ise savunma tarafının mahkemeye çağırdığı dört tanık dinlenmiş, ancak savcı mütaalasını değiştirmemişti

Sanık Hikmet’in annesi, dedesi ve iki arkadaşı, sanığın Ceren Damar’la ilişkisi olduğu iddiasını tekrarlayınca salondan tepkiler yükselmişti.

Öte yandan sanığın annesi Hatice Hikmet; oğlunun olaydan sonra kendisini arayıp “Anneciğim okulda çok kötü bir olay oldu, hatırlamıyorum. İntihar edeceğim. Gelip beni alır mısın?” dediğini söylemişti.

Çocuğunu büyük gayretlerle, sevgiyle büyüttüğünü ifade eden Hatice Hikmet; “Biz bir yıldan beri cehennem azabıyla yaşıyoruz. Her günüm ağlamakla geçiyor. Bu çocuk bu hale nasıl geldi? Hiçbir şey hatırlamıyor. Ben beş ay bu çocuğu konuşturamadım. Feyzan (Damar) Hanım nasıl ağlıyorsa ben de öyle ağlıyorum” diye konuşmuştu. Anne Hatice Hikmet daha sonra ağlayarak; “Ben oğlumu hukukçu olsun diye gönderdim, bitiremedi, dördüncü sınıfta yarım kaldı” demişti.

Sanık vekili Vahit Bıçak ise dava sürecinde usül hataları yapıldığını öne sürerek soruşturmanın genişletilmesini talep etmiş, ancak mahkemeye heyeti bu talebi kabul etmemişti

Sanığın tutukluluk halinin devam edilmesine karar verilip dava 21 Şubat’a (bugün) ertelenmişti. Karar duruşması bugün Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü

Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonunun davaya katılımcı olmak için talepte bulunmasıyla dava başladı. Savcı ise mütaalasını tekrarladı.

Bunun üzerine sanık avukatının, katilin birden fazla kişiyi öldürmediğini ve canavarca hisle öldürme olmadığını öne sürmesi üzerine salondan tepkiler yükseldi. Sanık Müdafii Av. Vahit Bıçak; “Sanık katliam yapmamıştır. Birden fazla insanı bir yerde öldürmek katliamdır. Sanık isterse şarjörü boşaltabilirdi. Herkesi öldürebilirdi ama bunu yapmadı. Hepimiz Ceren Damar’a adalet için buradayız, Hasan İsmail’e adalet için buradayız.” dedi.

Damar ailesinin avukatı Çetin Arslan; “Sayın Hakim, sanık müdafiinin savunması böyle mi devam edecek?” dedi.

Katil zanlısı Hasan İsmail Hikmet’in avukatı Vahit Bıçak savunmasına yapılan itirazlar üzerine ise “Dinleyin de biraz hukuk öğrenin” şeklindeki konuştu. Ayrıca mahkeme heyetine; “Bu davada katil yoktur. Bu olayda sanığın somut beyanlarından başka hiç bir delil yoktur. Karşınızda ne hükümlü ne de katil vardır. Hakim bey sanık ‘ben pişmanım’ diyor. Bu sese kulak verin.” dedi.

Ayrıca Sanık avukatı Vahit Bıçak sanık ile Ceren Damar’ın bir ilişkisi olduğunu öne sürerek; “Sanığın vücudunu geliştirmesi, maktüleye çekici gelmeye başlamıştır.” dedi

Avukat Vahit Bıçak savunmasında; “Sanık, öldürdüğü Ceren Damar’ın cinsel isteklerine boyun eğmek zorunda kalmış, Ceren Damar sanığa cinsel saldırı suçunda bulunmuştur. Sanık, cinsel saldırı mağdurudur. Ceren Damar Ali İsmail Hikmet’ten hoşlandığını söylemiştir. Cinsel ilişkileri vardı. Ceren, Hasan’ı tehdit ederek bu ilişkiyi devam ettirmiştir. Beraberliklerinin bitmesinin ardından Ceren Damar sanığı notları üzerinden tehdit etmiş ve okulda her karşılaştıklarında sanığı cinsel ilişkiye zorlamıştır. Sanık kaçınılmaz tecavüze boyun eğmek zorunda kalmıştır. Sanığın psikolojisi bozulmuş ve tedavi olmak zorunda kalmıştır. Karşınızda bu kadar ağır bir suçun mağdurunun oturduğunu unutmayın.” dedi.

Vahit Bıçak bir buçuk saatten fazla devam ettiği savunmasında tüm bunlarla yetinmeyip Ceren Damar’ın 15 Temmuz Darbesi’ni öven bir tweet attığına yönelik okula şikayet mektubu geldiğini iddia etti. Bıçak ayrıca “Sanık bıçağı korkutmak için çıkarmış, boğuşma esnasında maktüle bıçağın üstüne düşmüştür.” dedi.

Vahit Bıçak; “Herkes el ele vermiş öğrenciyi ömür boyu hapse atmaya çabalıyor” dedi.

Ardından salondan “seni de attıracağız” tepkisi üzerine Avukat Bıçak: “Beni 15 Temmuz darbecileri, FETÖ’cüler, 28 Şubat darbecileri atttıramadı. Siz mi attıracaksınız?” şeklinde konuştu.

“Duruşmayı uzatmak gibi bir gayretimiz yok. Bir an önce sanığın tahliye edilmesini istiyoruz.” dedi. Katil zanlısı Hasan İsmail Hikmet; “Cinnet hali ile yaralama amaçlı bıçakladım.” Sanık Avukatı: “Sanık pişman, maktulün öldüğü odaya başkaları girmiş, maktulün yanlış mücadele sonucu öldüğünü düşünüyoruz..”

Sanık avukatı daha da ileriye giderek Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar için; “Ceren Damar’ın babası kızının üzerinden rant sağlamaya çalışıyor” dedi.

Ceren Damar’ın babası ise bu sözler üzerine; “Biraz insaf, biraz vicdan, biraz hukuk bekliyoruz. Çok şey mi istiyoruz?” diyerek haykırdı.

Sanık avukatı; “Olay bir cinnet halidir, baskı altında sanığın şartelleri atmış tabii. Saldırıyı orantılı biçimde def etme zorunluluğu vardır, sanık meşru müdafaa hakkını kullanmıştır.”

“Sanık meşru müdafaanın şartlarının var olduğu duruma göre davranmıştır. Sanık ayrıca adam öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla hareket etmiştir. Dışarı çıktığınızda sokakta herkes silahla dolaşıyor. Maktulün öldüğü odaya diğer girenleri öldürmeyişi, koridora çıkıp kimseyi taramayışı, sanığı orantılı davranmış kabul etmeyi gerektirir. Davada meşru müdafaa hükümleri uygulanabilir. Haksız tahrik hükümleri de uygulanabilir. Somut olayda hiddet ve elem etkisi mevcuttur. Sanığın tutuklu yargılanması kişi özgürlüğüne zarar vermektedir, tutuklama hiçbir zaman peşin ceza olarak verilemez. Masumiyet karinesi esastır. Sanık Hasan İsmail Hikmet tahliye edilmelidir. Bu dosyayı bırakmam için büroma çok ziyarete gelindi. Mahkeme heyetinin de baskı altında olduğunu biliyorum. Bu gencimizi topluma kazandırmanızı istiyoruz. Dosyanın hafta sonu son rötuşlarını sunmak istiyorum…” dedi.

Mahkeme başkanı ise cevaben; “Bize henüz gelen olmadı.” dedi. Sanık avukatı ek süre talep etti.

Ancak mahkeme nihai kararını verdi. Sanık Hasan İsmail Hikmet’e hiçbir indirim uygulanmadan “canavarca hisle adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi