Wissenschaft

Kehribarın söylediği sessiz hikâyeler

Kehribar ya da bilinen diğer adıyla amber, çam sakızının fosilleşmiş hali. Birkaç milyondan 300 milyon yıla kadar uzanır yaşı.

Böcek bilimciler için bulunmaz nimet; çünkü çok çeşitli böcekler bu amberlerin içinde korunagelmiş. Normal koşullarda belki de hiçbir iz bırakmayacak olan bu böcekler, amberlerin yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve kolayca kırılmayan yapısından dolayı öyle iyi korunmuş ki, biz böcek bilimcilerin pek çok sorusuna cevap sağlıyor. Neler mi? 

Figür 1: Kehribar içinde kalarak fosilleşmiş, 30 ila 90 milyon yaşlarındaki bir şayak sineği. (Kaynak: truebalticamber.com)

Figür 1: Kehribar içinde kalarak fosilleşmiş, 30 ila 90 milyon yaşlarındaki bir şayak sineği. (Kaynak: truebalticamber.com)

Bu böceklere bakarak, milyonlarca yıl önceki ortamı, böcek – bitki etkileşimlerini, o dönemlerde bu böcekler aracılığıyla taşınan hastalıkları anlamamız mümkün. Kehribar yatakları dünyanın pek çok yerinde bulunuyor; Myanmar’dan Kanada’ya, Rus kutup bölgelerine kadar. Belki 15 milyon yıl önceki bir ağacın yaprağı bu reçinelerde muhafaza edilmedi ama örneğin günümüzde Dominik Cumhuriyeti olarak bilinen yerde bulunan amberdeki palmiye böceği, yaşadığı dönemde aynı bölgede palmiye ağaçları bulunduğuna dair sağlam bir kanıt. Dahası, yusufçuk böceği, şayak sineği de bulundukları yerin bir dönem sucul olduğuna işaret.

Figür 2: Mezozoik Zaman’ın sonundan, böcek topluluğu ve bitki örtüsü illüstrasyonu (Çizim: Li Bo). Fosilleşmiş amberlerdeki milyonlarca yıllık böcekler antik dönemi yeniden canlandırmamızda bize yardımcı oluyor.

Figür 2: Mezozoik Zaman’ın sonundan, böcek topluluğu ve bitki örtüsü illüstrasyonu (Çizim: Li Bo). Fosilleşmiş amberlerdeki milyonlarca yıllık böcekler antik dönemi yeniden canlandırmamızda bize yardımcı oluyor.

Bu böceklerin bir kısmı zamanında hastalık taşınmasında da aracı olmuş. Reçinelere mikroskop altında baktığımızda hastalık vektörlerini tanımlayabiliyoruz. Bu harika bir şey; çünkü ilkel bir malarya (sıtma) mikrobuyla enfekte olmuş tatarcık sinekleri, sadece taşıdıkları hastalığı söylemiyor bize. Aynı zamanda malaryanın en az 100 milyon yıllık evrimsel bir geçmişi olduğunu ve mikrobunun sinekler aracılığıyla aktarıldığı ilk konakçı organizmaların, dinazorları da kapsayan sürüngenler olduğunu anlatıyor. Mezozoik Zaman’ın son dönemi olan Kretase sonunda bulunan bu amberler dinazorların da o dönemde bu gibi hastalıkların pençesine düştüğü ve belki de, yok olmalarında bu hastalıkların da payının bulunduğuna işaret ediyor.

Evet, belki sesleri yok ama aslında her bir fosilleşmiş amber sessiz bir hikâye, ait olduğu dönemin bitki örtüsünü, canlıları arasındaki ilişkileri, hastalıklarını bize anlatan, milyonlarca yıl sonra aktaran. Adeta birer zaman makinesi, sayelerinde antik dünyayı kurgulayabildiğimiz.

İleri okumalar:

Wang Y, Shih C-K, Li S, Ren D. “Reconstruction of Palaeocology for Insect Faunas,” in: Silent Stories – Insect Fossil Treasures from Dinosaur Era of the Northeastern China, eds. Ren D, Shih C-K, Gao T, Yao Y, Zhao Y. Science Press, Beijing, 2010.

Poinar, G. “Ambers,” in: Encyclopedia of Insects, 2nd ed., eds. Resh VH, Carde RT. Academic Press: New York, 2009.

Poinar, G. (2016). What Fossils Reveal About the Protozoa Progenitors, Geographic Provinces, and Early Hosts of Malarial Organisms. American Entomologist62(1), 22-25.

Daha çok bilim makalesi okumak isterseniz bilim kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Film izlemeyi seviyorsanız Film.BuradaBiliyorum.Com sitemizi, Dizi izlemeyi seviyorsanız Dizi.BuradaBiliyorum.Com sitemizi forumlarla ilgileniyorsanız Forum.BuradaBiliyorum.Com adresini ziyaret edebilirsiniz .

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"
Schließen

Please allow ads on our site

Please consider supporting us by disabling your ad blocker!