Allgemeines

#Nietzsche: ‘’ Beni kendimden koru! ‘’ / Tarih Üzerine #SosyalMedya #Tv #BB

Nietzsche: ‘’ Beni kendimden koru! ‘’ / Tarih Üzerine

Yazar Konuk Yazar üzerinde
21 Mayıs 2020

İnsanlık ne zaman komün yaşamdan ayrıldı ve sınıfsal toplum düzenine ayak bastı; o gün


bugündür tarihin kıyafetleri kan lekesinden arınamadı. Friedrich Nietzsche kendini, çağının sözde çağdaş, üstten bakan, kürsü düşünürlerinden ayrı tuttu. Bu durumunu bize sunduğu eserlerinde çoğu kez bastırarak belirtti ve o düşünürlere resmen savaş açtı. Bu savaşın önemli sebeplerinden biri ‘’Tarihi Aşırıcılık’’tı ve kılıcının adı ‘’Beni kendimden koru!’’ idi.

Nietzsche’nin tarih üzerine düşüncesini daha iyi anlayabilmek için öncelikle onun ‘’İnsan


Anlayışı’’nı kavramak gerekir. Nietzsche için üstinsan(übermensch), insanlığın görev


edinmesi gereken amacıdır. İnsanın yenilmesi, aşılması gerektiğini savunur. Yani her bireyin


potansiyelini sonuna kadar ortaya koyarak kendi değerini yaratmasını, insanın değerlere hazır


ulaşamayacağını düşünür. Bunun sebebi, her insanın değer algısının farklı olduğunu


düşünmesidir. Bunu zorunluluk olarak görür. Çünkü insanoğlunun tekdüzeliğine son


verecektir. Tekdüzeliğe son verme istenci ise tekdüzeliğin yeni düşünceleri alaşağı etmesidir.


Nietzsche üstten bakan, kürsü düşünürlerine işte bu sebepten ötürü savaş açmıştır. Çünkü


onlar insanları kendi yarattıkları hazır değerler ile tekdüze hale getirmişlerdir. Onlar bu


değerleri hazırlarken, kullandıkları en önemli araçlardan biri ise ‘’tarih’’ olmuştur.

‘’İnsan unutmayı bir türlü öğrenemeyip de hep geçmişe bağlı kaldığı için şaşar durur kendi kendine de: İstediği kadar ileri ve çabuk yürüsün, zinciri ile birlikte yürür, hızla akıp geçen olaylara bağlıdır gene de.’’ 

Nietzsche, tarihin önemini bilmekteydi ancak onun bu denli olumsuz kullanılışına çok


kızgındı. İnsanoğlunun tarihten aldığı bilgileri analiz edip, ders alıp kendi değerlerini


yaratması gerektiğini düşünüyordu. Ancak insanoğlu geçmişine bilinçli veya bilinçsiz şekilde


takılı kalıp, çağını ileri taşıyamıyor ve kendi özsaygısını yitirmekle beraber kendi varoluşunu


yaratan bireylere de engel oluyordu.

Yazımın başında ‘’ İnsanlık ne zaman komün yaşamdan ayrıldı ve sınıfsal toplum düzenine


ayak bastı; o gün bugündür tarihin kıyafetleri kan lekesinden arınamadı.’’ derken aslında


Nietzsche’nin bu düşüncelerinden yola çıkarak yazmıştım. Modern diye adlandırdığımız ama


toplumun iyice tekdüzeleştiği bu çağda Nietzsche’yi daha iyi anlıyorum. Sınıfsal ayrılıkların,


ideolojik ayrılıkların, inanç ayrılıklarının insanoğlunu ne denli kalıplaştırdığını ve gelecekten


çok geçmişe değer verdiğini görüyorum. Bu durum ise yeniliğe karşı ağır bir darbe olarak


sürmektedir. İnsan kendi varoluşuna yönelerek geleceği şekillendirmek yerine, hazırda


bekleyen tarihteki varoluşları kıyafet gibi giymiştir. Bu kıyafetlerin üstündeki kan lekesini


görse dahi, kendine ait olduğu için saldırgan şekilde söz ettirmemektedir. Nietzsche’nin


‘’Tarihi Aşırıcılık’’ kavramı bu şekilde anlam kazanmaktadır.

‘’Ben Fransa’yı veya Fransızları asla sevmedim ve bunu söylemekten asla vazgeçmedim. Ben

savaş istiyorum.’’ Adolf Hitler

Yazan: Şafak Gülpınar

Kaynak

Daha çok bu tarz yazılar okumak isterseniz sosyal medya kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Dizi izlemeyi seviyorsanız Dizi.BuradaBiliyorum.Com sitemizi forumlarla ilgileniyorsanız Forum.BuradaBiliyorum.Com adresini ziyaret edebilirsiniz .

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"
Schließen

Please allow ads on our site

Please consider supporting us by disabling your ad blocker!