Wissenschaft

#Neden Uyuduğumuza İlişkin Teoriler

Neden Uyuduğumuza İlişkin Teoriler

Canlıların yiyeceğe ve suya ihtiyacı olduğu gibi uykuya da ihtiyaç vardır. İnsanlar iyi bir gece uykusunun ardından daha uyanık, daha enerjik, daha mutlu olur ve daha iyi çalışabilir, dolayısıyla İnsanların hayatın 1/3’ünü uyuyarak geçirmesi şaşırtıcı değildir. Uyku, beynin bilgi depolaması, atıklardan kurtulması, yenilenmesi, vücudun onarımı, enerjinin geri yüklenmesi, protein ve hormon gibi bazı moleküllerin serbest bırakılması gibi birçok olayın gerçekleştiği bir süreçtir. Bu süreç işlemeden vücudun düzgün çalışması zorlaşır. Uyku düzenleri oldukça öngörülebilir bir programı takip etme eğilimindedir ve uzmanlar uykunun sağlık ve zindelikte önemli bir rol oynadığını kabul etmektedir.


Uyku, neredeyse vücuttaki tüm organları etkiler ve bu nedenle konu üzerinde çalışmak zordur. Uyku, çok eski çağlardan beri insanları düşündürmüştür fakat araştırma yapanlar ilerleyen zaman içinde uykuyu her yönüyle incelemenin bazı yollarını keşfetmiştir. Bu alandaki en popüler teknoloji, bilim insanlarının uyuyan bir kişinin beyni tarafından üretilen elektriksel aktiviteleri ve kalıpları incelemesini, ölçmesini sağlayan elektroensefalograftır (EEG). Bilim insanları canlıların neden uyuduğunu birçok farklı açıdan araştırmıştır. Örneğin, insanlar veya hayvanlar uykudan mahrum bırakıldığında neler olduğunu incelemişlerdir. Diğer çalışmalarda, türler arasındaki benzerliklerin veya farklılıkların uykunun işlevleri hakkında ne gibi değişiklikler yapabileceğini görmek için çeşitli organizmalarda uyku düzenlerine bakılmıştır. Bu keşiflere ve onlarca yıllık araştırmalara rağmen, “canlılar neden uyur?” sorusu halen bilimle uğraşanları şaşırtmaktadır. Bu zorlu sorunun kesin bir cevabı yoktur, uzmanların hepsinin aynı fikirde olduğu tek nokta, uykunun genel sağlık ve zindelik üzerinde çok kritik bir rol oynuyor olmasıdır. Aslında, şimdi uykunun gerekliliği, işlevi ya da amacı hakkında çok daha fazla şey bilinmektedir ve bilim insanları neden uyuduğumuzu açıklamak için umut verici teoriler geliştirmiştir fakat hiçbirinin doğru olduğu kanıtlanmamıştır. Bu makale canlıların neden uyuduğuna dair mevcut bazı teorileri özetlemektedir.

Restoratif Teori

Restoratif teori, vücudun kendini yenilemesi için uyumaya ihtiyacı olduğunu söylemektedir ve belki de en popüler uyku teorilerinden biridir. Buna göre, uyku vücuda kendisini onarmak ve gençleştirmek için ihtiyaç duyduğu fırsatı verir. Örneğin, uyanıkken beyindeki nöronlar normal aktiviteleri sırasında bir yan ürün olan adenosin üretir. Beyinde adenosin birikmesinin, yorgunluk algısına ve nihayetinde uykuya dalmaya yol açan bir faktör olduğu düşünülmektedir. Uyku sırasında vücudun adenosini sistemden temizleme şansı vardır ve sonuç olarak kişi uyandığında yorgunluk hissi ortadan kalkmış olur. Bu teori, NREM uykusunun fizyolojik fonksiyonları geri kazandırmak için önemli olduğunu, REM uykusunun ise zihinsel fonksiyonları geri kazanmak için gerekli olduğunu iddia etmektedir. Uyku yoksunluğu ve yorucu fiziksel aktivite dönemlerini takiben REM uykusu dönemlerinde artış olduğunu gösteren 2011 yılında yapılan bazı araştırmalar teoriye destek sağlamaktadır. Destekleyici diğer bazı çalışmalar tamamen uykudan mahrum bırakılan hayvanların tüm bağışıklık fonksiyonlarını kaybettiğini ve sadece birkaç hafta içinde öldüğünü göstermektedir.


Teori, ana vücut restorasyon fonksiyonlarının birçoğunun genellikle veya bazı durumlarda sadece uyku sırasında ortaya çıktığını gösteren araştırma bulguları tarafından da desteklenmektedir. Bunlar protein sentezi, doku onarımı, kas büyümesi ve büyüme hormonu salımı gibi restoratif fonksiyonları içerir. Uykunun diğer gençleştirici yönleri beyne ve bilişsel işleve özgüdür. Daha önceki araştırmalar, atık maddeleri beyinden taşıyan bir çeşit lenfatik sistem olan glimfatik (veya glemfatik) sistemin varlığını ortaya çıkarmıştır. Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda beynin glimfatik sistem tarafından merkezi sinir sistemindeki atıkların veya toksinlerin temizlenmesinin uyku sırasında daha fazla olduğu ortaya çıkarılmıştır. Uykunun onarıcı işlevi bunun bir sonucu olabilir. Beyin atıklarının temizlemesiyle ilgili sorunların, Alzheimer hastalığı gibi bir dizi beyin bozukluklarında rol oynayabileceği öne sürülmektedir. Her gün düzenli bir şekilde 8 saat uyuyan kişilerde beyindeki protein birikimlerinin temizlenmesinin daha iyi olduğu gösterilmiştir, bu sebeple Alzheimer belirtilerinin geciktirilmesi mümkün olabilmektedir.

Evrimsel Uyku Teorisi

Adaptif Teori veya hareketsizlik teorisi olarak da adlandırılan evrimsel uyku teorisi, uykunun gerekliliğini açıklamaya çalışan en eski teorilerden biridir. Teoriye göre, özellikle savunmasız oldukları zamanlarda sessiz ve hareketsiz kalabilen hayvanlar, aktif kalan türlerden daha fazla hayatta kalma şansına sahiptir ve tüm türler uyanıklığın en tehlikeli olacağı dönemlerde uykuya adapte olmuşlardır. Bu teoriye destek, farklı hayvan türlerinin karşılaştırmalı araştırmasından gelir. Ayılar ve aslanlar gibi az sayıda doğal avcıya sahip olan hayvanlar, genellikle her gün 12 ila 15 saat arasında uyurlar. Öte yandan, birçok doğal avcıya sahip olan hayvanların uyku süreleri daha kısadır, genellikle her gün 4 veya 5 saatten fazla uyumazlar.


Bu teoriye karşı olanlar, acil bir duruma tepki verebilmek için bilinçli kalmanın her zaman daha güvenli olduğunu, insanların ya da hayvanların uyurken potansiyel tehditlere anında tepki veremeyeceğini ve bunun onları son derece savunmasız ve avcı hayvanlar için mükemmel bir av haline getireceğini iddia etmektedir. Eğer güvenlik çok önemliyse, bilinçsiz ve uykuda olmanın herhangi bir avantajı yok gibi görünmektedir.

Enerji Tasarrufu Teorisi

Doğal seleksiyonda, enerjinin etkili kullanımı son derece önemlidir. Eğer bir tür sahip olduğu enerji kaynaklarını daha etkili bir şekilde kullanabiliyorsa, benzer türlere göre büyük bir avantaja sahip olacaktır. Bu düşünceye dayanarak enerji tasarrufu teorisi, uykunun birincil işlevinin, bireyin gündüz veya gecenin bir kısmı boyunca, özellikle yiyecek aramanın en az verimli olduğu zamanlarda enerji talebini ve harcamalarını azaltmak olduğunu söylemektedir. Genel olarak, vücut ısısı ve kalori talebi uyanıkken artma, uyku dönemlerinde düşme eğilimindedir. Teori, uyku sırasında metabolik hızın düşmesi ile desteklenmektedir. Araştırmalar, enerji metabolizmasının uyku sırasında önemli ölçüde (insanlarda yüzde 10’a kadar ve diğer türlerde daha fazla) azaldığını göstermektedir. Bu tür kanıtlar, uykunun birincil işlevlerinden birinin organizmaların enerji kaynaklarını korumalarına yardımcı olduğu fikrini desteklemektedir. Bununla birlikte, enerji metabolizmasındaki azalmaların hayatta kalmada ve hatta genel enerji tüketim oranlarında önemli bir değişiklik yapabileceğinden şüphe duyanlar vardır. Birçok bilim insanı bu teorinin evrimsel uyku veya hareketsizlik teorisiyle ilişkili olduğunu ve bunun bir parçası olduğunu düşünmektedir.

Beyin Plastisite Teorisi

Bilişsel araştırmalara dayanan, canlıların neden uyuduğuna dair en yeni ve ilgi çekici teorilerden biridir. Beyin plastisitesi olarak bilinen bu fenomen tam olarak anlaşılmamıştır fakat başlangıç olarak, insanların gün boyunca edindikleri bilgileri işlemek ve yeni anıları pekiştirmek için uyuduğunu savunur. Gerçekten de bazı araştırmalar, uykunun gün boyunca öğrenilen şeylerin uzun süreli hafızaya dönüştürülmesine yardımcı olduğunu da göstermektedir. Bu fikir için destek, uyku eksikliğinin bilgiyi hatırlama yeteneği üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu gösteren bir dizi uyku yoksunluğu çalışmasından gelmektedir.

Her ne kadar kesin olarak kanıtlanmamış olsa da teorilerin her birinin insanların neden uyuduğunu açıklamak için kullanılması mümkündür. Uyku, birçok fizyolojik süreci etkiler, bu nedenle uykunun birçok nedenden ve amaçtan kaynaklanması mümkündür. Uyku, büyük olasılıkla beyindeki toksinleri temizlemek ve bilgiyi hafızada birleştirmek de dahil olmak üzere bir dizi farklı fizyolojik ve psikolojik amaca hizmet eder. Yeterince uyku alınamazsa odaklanma zorluğu, zayıf hafıza, zayıf bağışıklık ve ruh hali değişimleri gibi yan etkiler yaşanabilir. Çoğu yetişkinin uyku ihtiyacı gecede 7-9 saattir. Uyku sorunu yaşayanlar bir doktora veya uyku uzmanına danışmalıdır. Uzmanlar altta yatan nedeni belirleyebilir ve uykunun kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.

Kaynakça:


https://www.verywellmind.com/theories-of-sleep-2795929


http://healthysleep.med.harvard.edu/healthy/matters/benefits-of-sleep/why-do-we-sleep


https://tr.reoveme.com/uyku-teorileri/

Yazar: Müşerref Özdaş

Kaynak

Daha çok bilim makalesi okumak isterseniz bilim kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Dizi || Film izlemeyi seviyorsanız Dizi.BuradaBiliyorum.Com sitemizi forumlarla ilgileniyorsanız Forum.BuradaBiliyorum.Com adresini ziyaret edebilirsiniz .

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"
Schließen

Please allow ads on our site

Please consider supporting us by disabling your ad blocker!