#Peaky Blinders: İngiliz Mafyasının Akıl Dolu Oyunları ve Şiddetle Taçlanan Bir Dizi

Peaky Blinders’ın başarısını besleyen güç dengelerinin, aile olmanın ve şiddetin harmonisini bir video çalışması üzerinden birlikte inceleyelim.

Başrolünde Cillian Murphy’nin yer aldığı, BBC’nin kült yapımları arasına giren Peaky Blinders’ın 2019 yılında 5. sezonu ile ekranlara geri döneceği onaylanmıştı. Bunun üzerine yapımcı Steven Knight, bir güzel haber daha vererek 5. sezonun son sezon olmayacağını duyurdu. Sözlerine yeni sezon için, Cillian Murphy’nin ve tüm kadronun da dahil olduğunu açıklayarak devam eden Knight, orijinal planlarının diziyi 5. sezonda bitirmek olduğunu fakat daha sonra vazgeçerek 6. ve 7. sezon için de karar verdiklerini söylemişti.

Peaky Blinders: Akıl Oyunları ve Şiddetin Harmonisi

Git gide kendi kitlesini yaratan ve 2018 BAFTA Televizyon ödüllerinde En İyi Dram Dizisi Ödülü’nün sahibi olan Peaky Blinders’ın bu başarısını borçlu olduğu, izleyiciyi kendisine çeken bir harmonisi var. Öncelikle aile yapısının içerisindeki harmoniden bahsetmek gerekiyor çünkü Shelbyler adeta belli başlı duyguları temsil edecek şekilde bir araya getirilmiş. Thomas ailenin büyüğü olmasa da zaman içerisinde abisinin önüne geçerek lider pozisyonuna yükseliyor. Bu Thomas’ın, Arthur’un sahip olduğu zayıflıklara sahip olmamasından değil bu zayıflıkları gizleyebilmesinden ya da zayıflıklarıyla mücadele edebilmesinden ileri geliyor. Özellikle karakter kurulumlarının gerçekleştirildiği ilk sezonda, Shelbyler içerisinde adeta hayal kırıklığını ve ait hissedememe hâlini temsil ettiğini söyleyebileceğimiz Ada, yaşadıklarının sorumluluklarını kaldırabilen güçlü bir karakter olsa da  kendisinin dahil olmadığı olaylar sebebiyle zarar görüyor, sevdiklerini kaybediyor olmaktan dolayı sürekli bir hayal kırıklığının mahkumu gibi görünüyor. Arthur ailenin küçük çocuğu gibi, eylemlerinin sorumluluklarını üstlenmekten uzak, zayıflıkları olan ve bunların üstesinden gelemeyen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.

Görsel açıdan da anlatı yapısını sürekli destekleyen Peaky Blinders, Birmingham’de işçi sınıfının çalışma koşullarının sık sık yakınından geçiyor. Solgun maviler ve yeşillerin arasında, ateş ve kırmızı tonlarıyla tezat yaratmayı tercih eden renk skalasıyla Peaky Blinders, Birmingham’in puslu havasına ayrı bir bilinmezlik atfederken duyguların en güçlü dışavurumunu da tam olarak bu bilinmezliğin orta yerinde gerçekleştiriyor. Belirli güç dengelerinin kurulduğu bir çevrede birkaç adım ilerisini hesaplayarak ilerleyen Thomas, stratejik zekası ve şiddeti kendi amaçları çerçevesinde çekinmeden uygulayan bir karakter olmasıyla Peaky Blinders’ın temel motivasyonunu üstleniyor.

Peaky Blinders’ın başarısını besleyen harmonisi ile ilgili yayınlanan inceleme videosuna aşağıdan ulaşabilirsiniz.