Sozialen Medien

#YouTube’dan Ücretsiz İzlenebilen 11 Sovyet Sineması Klasiği #SosyalMedya #Tv #BB

YouTube’dan Ücretsiz İzlenebilen 11 Sovyet Sineması Klasiği



Kolay günler geçirmiyoruz. Hayatımızı bir anda domine eden koronavirus salgını sebebiyle hem kendi sağlımızı hem de başkalarının sağlığını korumak adına sosyal mesafemizi korumak, dolayısıyla da evde kalmak çok önemli. Dolayısıyla evde geçirecek çok vaktimiz var. Neyse ki sinema en büyük tutkumuz, neyse ki sinema tarihinde bize bir ömür boyunca yetecek kadar harika film var.

Sovyet ve Rus sinemasına yön vermiş, bu coğrafyadan çıkan birçok filmin yapım şirketi olan Mosfilm, bir süredir arşivinde bulunan filmleri YouTube kanalı üzerinden ücretsiz olarak izlemeye açmış durumda. Fakat kanalın tamamının Rusça olması sebebiyle bu sinefil cennetinde koybolmak da olası. Biz de bu kanalda yolunuzu daha kolay bulabilmeniz, Sovyet sinemasının en çarpıcı örneklerine rahatlıka ulaşabilmeniz için 11 filmlik bir seçki hazırladık. Tarihi dramalarda komediye, epik filmlerden bilimkurguya uzanan bu seçkideki filmlerin tamamı İngilizce altyazılı, hatta bazıları Türkçe altyazılı olarak izlenebiliyor. Evde kaldığımız, moralimizi yüksek tutmanız gereken bu günlerde, Sovyet sineması tarihinde gezintiye çıkmak hiç de fena bir fikir gibi görünmüyor.

Not: Mosfilm’in YouTube kanalında Tarkovsky’nin hemen hemen tüm filmlerinin yanında Akira Kurosawa’nın bu şirket ortaklığında çektiği Dersu Uzala gibi birçok başyapıt da bulunuyor. Biz kendi seçkimizde görece az bilinen, daha çok kişinin izlemesini ümit ettimiz filmlere yer verdiğimiz, karantina günlerinin şahane keyifler için bir fırsat olarak gördüğümüzü belirtelim.

YouTube’dan Ücretsiz İzlenebilen 11 Sovyet Sineması Klasiği

Korkunç Ivan – Ivan Groznyy I & II (1944 – 1958)

Sergei Eisenstein, belki de Sovyet sineması denilince akla gelecek ilk isim. Sonuna da kadar hak ederek ulaştığı bu mertebeyi de daha ziyade Sovyet ideolojisini temel aldığı ve müthiş kurgu çalışmalarıyla teknik anlamda da sinemayı dönüştüren sessiz filmleri sayesinde elde ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Potemkin Zırhlısı – Bronenosets Potemkin ve Grev – Stachka gibi yapımları bu başlık altında rahatlıkla sayabiliriz. Velhasıl Eisenstein ustalığı sessiz filmlerle de sınırlı değil. Yönetmenin ülkesinde çektiği sesli filmlerin başında da Korkunç Ivan serisi gelir. Aslen bir üçleme olarak planlanan, ama Eisenstein’ın Stalin rejimiyle yaşadığı sorunlar sebebiyle sadece ilk iki ayağı tamamlanan bu seri, adını aldığı hükümdarın tahta geçişini ve sonrasında yaşadığı ve yaşattığı dehşeti müthiş bir görsel dil ve güçlü oyunculukla aktarırken, hâlihazırda sorun yaşadığı rejimi de alttan alta eleştirmekten geri durmaz.

Serinin ilk filmini buradan, ikinci filmini ise buradan izleyebilirsiniz.

Leylekler Uçarken – Letyat zhuravli (1957)

Sovyet sinemasının bir diğer önemli yönetmeni Mikhail Kalatozov, tıpkı Eisenstein gibi ilk bölümünde propaganda çizgisine yakın duran filmlere imza attığı bir dönemin ardından, kariyerinin ikinci yarısını savaşın insanlar üzerindeki etkilerine eğilen dramalara ayırır. Altın Palmiye’li Leylekler Uçarken bunların en bilinen örneklerinden biridir. Savaşın ayırdığı iki sevgilinin yürek burkan aşk hikâyesini anlatır film. Cepheye giden sevgilisinin ardından yalnız kalan Veronika üzerinden, tüm ulusun hatta savaşı yaşayan tüm insanlığın ruh hâlini tüm çıplaklığıyla anlatırken kullanılan görsel dil, bu başyapıtın duygusal yoğunluğunu ve buna bağlı olarak vuruculuğunu daha da katlar. Özellikle filme adını veren leyleklerin göründüğü sahne, savaşın etkisiyle savrulan hayatları, belki de olabilecek en etkileyici şekilde sinema perdesine taşırken, sinema tarihinin bu çok mühim filminin en vurucu anı olarak zihinlerdeki yerini alır.

Leylekler Uçarken’i buradan Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

Askerin Türküsü – Ballada o soldate (1959)

En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar adaylığı kazanmış olan Askerin Türküsü’nü savaşın yıkıcı etkilerini beyazperdeye yansıtmak konusunda en başarılı filmler arasında saysak abartmış sayılmayız. Grigori Chukhrai’nin yönettiği film, genç bir asker olan Alyosha Skvortsov’un gözlemleri üzerinden savaşın bir ülkeyi nasıl etkilediğini gözler önüne serer. Bu tanıklığı başlatan ise Alyosha’nın tek başına iki düşman tankını saf dışı bıraktıktan sonra madalya yerine annesini ziyaret etme şansını tercih etmesi olur. Çıkış noktasında itibaren çok insani bir bakış noktasına sahip olan anlatı, söz konusu yolculuğu ülkenin ve insanlarının içinde bulunduğu durumun panoramasını çıkarmak konusunda son derece etkili kullanır. Şavaşın yıkıcı doğasına dair meditatif yapıya sahip olan Asker Türküsü, Sovyet sinemasının katıksız başyapıtlarından biridir.

Askerin Türküsü’nü Türkçe altyazılı olarak buradan izleyebilirsiniz.

Beregis avtomobilya (1966)

Dünyada daha çok İngilizce adı olan Beware of the Car’la (Türkçeye “Arabaya Dikkat Et” şeklinde çevrilebilir) bilinen yapım, daha çok dramlar, savaş filmleri hatta bilimkurgularla tanınan Sovyet sinemasının komedi türündeki en saygın örneklerinden biri. Eldar Ryazanov’un yönettiği film, modern bir Robin Hood hikâyesi olarak da yorumlanabilir. Kötü olduğunu gördüğü insanların arabalarını çalan ve buradan elde ettiği parayı hayır işlerinde kullanan, aynı zamanda bir sigorta şirketinde çalışan bir “iyi” hırsız ile onu yakalamaya çalışan -aslında hırsızın arkadaşı olan- bir polisin yaşadıklarını odağına alan film, dönemin sosyoekonomik durumuna da oldukça zeki bir noktadan yaklaşıyor oluşuyla dikkat çekiyor.

Filmi buradan izleyebilirsiniz.

Savaş ve Barış – Voyna i mir (1966)

Soğuk Savaş döneminde uzay araştırmalarında bilime kadar ABD ve SSCB arasında kıyasıya bir rekabet olduğunu hepimizin malumu. Böylesi sıkı bir rekabetin sinema alanındaki karşılığını da Sergei Bondarchuk’un yönettiği 7 saatlik devasa film Savaş ve Barış’ta bulduğu söylenebilir; hele ki Lev Tolstoy’un aynı isimli romanının 10 yıl önce bir Hollywood uyarlamasının çekildiğini düşünürsek… Rusya’ya 1800’lerin balında başlayan olayları, Napolyon’un Rusya’yı işgaliyle hareketlenecek şekilde, beş aristokrat ailenin etrafında ele alır. Süresi 45 dakikaya varan efsanevi savaş sahneleri, -rivayete göre- 120.000 kişinin yer aldığı figüran kadrosu ve Bondarchuk’un kullandığı uzaktan kumandaları kameralarla tarihe geçtiği, 1966-1968 yılları arasında Sovyetler Birliği’nde yaklaşık 135 milyon kişinin izlediği bu film, Hollywood standartlarının da ötesinde bir yapımdır Savaş ve Barış. Çekimleri 7 yıl süren, bütçesi bugüne oranlanarak hesaplandığında tüm zamanların en pahalı yapımlarından biri olan Savaş ve Barış Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar da kazanmıştır.

Tamamı 5 parça hâlinde YouTube’da bulunan filmin ilk bölümünü buradan izleyebilirsiniz.

Beyaz Çöl Güneşi –  Beloe solntse pustyni (1970)

Sovyet sinemasının kült mertebesine ulaşmış filmlerinden Beyaz Çöl Güneşi, Hazar Denizi yakınlarında yaşayan bir gerilla liderinin haremini korumakla görevlendirilen bir Kızıl Ordu subayının başından geçenleri anlatır. Sovyetler Birliği içindeki kültürel farkılıklara oldukça geniş bir alan açan film Cehennemden Dönüş – Stagecoach ve Kahraman Şerif – High Noon gibi western türünün klasiklerinden esintiler taşır; hatta buradan hareketle, bu türün Rus kültürüyle harmanlandığı bir yapım olarak değerlendirilebilir. Andrei Tarkovsky ve Andrei Konchalovsky gibi önemli yönetmenlerin kendine gelen tekliflere rağmen yönetmeyi kabul etmedikleri Beyaz Çöl Güneşi, içerdiği komedi ögelerinin de etkisiyle Sovyetler Birliği sinemasının en popüler örneklerinden biri olmuştur.

Beyaz Çöl Güneşi filmini buradan izleyebilirsiniz.

12 Sandalye  – 12 stulev (1971)

Sovyet edebiyatının hiciv ustaları İlya İlf ve Yevgeni Petrov’nun birlikte kaleme aldıkları aynı romandan uyarlanan 12 Sandalye’nin yönetmen koltuğunda Leonid Gaidai oturuyor. Rusya’da imparatorluğun yıkılıp yerine Sovyet rejiminin kurulduğu süreçte, iki hazine avcısını takip eder anlatı. Soyluların ellerindeki gücü bir anda yitirişi, toplumun yaşadığı dönüşüm, bu iki baş karakterin bir Sovyet şehrinde diğerine yaptıkları yolculukların eşliğinde perdeye yansıyor. Buradan da Rus tarihinin çok önemli bir dönemine dair çok keskin bir bakış attığı söylenebilir 12 Sandalye’nın. Sinem tarihinin az bilinen, keşfedilmeyi bekleyen hazinelerinden biri olan bu filmle ilgili söylediklerimizi bitirmeden önce, yapıma kaynaklık eden romanın Türkçeye çevrildiğini ve Soyvetler’den 1 yıl önce Mel Brooks tarafından beyazperdeye uyarlandığını ekleyelim.

12 Sandalye’yi buradan izleyebilirsiniz.

Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor – Moskva slezam ne verit (1980)

Sovyet sinemasının en önemli şehir filmlerinden biri olan Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor, Moskova’da yaşayan üç farklı kadının hikâyesini yaklaşık 20 yıllık geniş bir zaman zaman diliminde takip eder. 1958’de başlayıp 1979’da noktalanan bu büyük anlatı, bu zaman aralığında Rusya’nın şehir hayatındaki dönüşümleri, güçlü kadın karakterinin ışığında yansıtarak aslen bir parçası olduğu melodram geleneğinin sınırlarını alabildiğine genişletir; böylelikle ortaya sinema tarihinde örneğine rastlamanın zor olduğu güçte bir melodram çıkartır filmin yönetmeni Vladimir Menshov. Filmin ayrıca, Kurosawa’nın Gölge Savaşçı – Kagemusha’sı, Truffaut’nun Son Metro – Le dernier Metro’su ve Szabo’nun Güven – Bizalom gibi önemli yapımları geride bırakarak Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı’nı kazanadığını ekleyelim.

Filmi buradan izleyebilirsiniz.

Agoniya (1981)

Boney M. efsanevi disco klasiğinde çariçenin âşığı, genç kızların sevgilisi, Rusya’nın en büyük aşk makinesi olarak takdim edilen Rasputin, şüphesiz ki tarihin en tuhaf figürlerinden biri. Rusya topraklarını gezerek vaazlar veren, doğaüstü güçlere sahip olduğu iddia edilen Grigori Rasputin’in Rusya tarihine girişi çarın oğlunu ölümcül bir hastalıktan kurtardığına inanılmazsından sonra gerçekleşir. Devamında güçlü ikna ve manipülasyon yetenekleri sayesinde devletin yönetimden söz sahibi olabilecek bir konuma kadar yükselir. Sinemada da Christopher Lee’den Alan Rickman’a birçok önemli oyuncunun canlandırdığı bu karakter, daha çok Gel ve Gör – İdi i smotri’yle tanınan Elem Klimov’un yönettiği Agoniya’nın da merkezinde yer alıyor. Fakat docudrama’ya yakın duran ve 1917 Devrimi’nden arşiv görüntülerine yer verdiği filminde Klimov, onu bir korku unsurundan çok, etrafından tarihin en önemli dönüşümlerinden birinin yaşandığı özel bir karakter olarak kullanıyor.

Agoniya filmini Türkçe altyazılı olarak buradan izleyebilirsiniz.

Zhestokiy romans (1984)

Aleksandr Ostrovskiy kaleme aldığı klasik tiyatro oyunundan beyazperdeye uyarlanan, dünyada bilinen adıyla Cruel Romance’in altında daha çok komedi filmleriyle bilinen yönetmen Eldar Ryazanov’un imzası bulunuyor. 19. yüzyılda geçen bir dönem filmi olan yapım, aslen bir soylu olmasına rağmen hâlihazırda zor şartlar altında yaşayan bir kadının, üç kızı için uygun uygun eş adayları bulmaya çalışmasını anlatıyor. Müzik kullanımı ve son derece derinlik şekilde yaratılmış karakteriyle benzerleri arasından sıyrılan film, yayınlandığı yıl Sovyetler Birliği’nde yakaladığı gişe başarısına rağmen, uluslararası alanda gölgede kalmış bir film. İki perdelik bir tragedya olarak da tanımlanabilecek Cruel Romance, minimal kurgu tercihleriyle farklı bir konuma yerleşen bir kırık aşk hikâyesi.

YouTube’da iki parça hâline yer alan filmin, maalesef sadece birinci kısmının Türkçe altyazılı olarak izlenebildiğini belirtelim.

Kin-dza-dza! (1986)

Buldukları garip bir cihazın yanlış tuşuna basan iki Rus, bir anda kendilerini Kin-Dza-Dza galaksisindeki Pluke isimli gezende bulurlar. Georgiy Daneliya’nın yönettiği filmin konusu bu cümleyle özetlenebilir lakin sundukları kesinlikle bunun çok ötesinde. Bir tür distopya olarak da tanımlanabilecek film, aslında bilimkurgu ve komedinin sinema tarihindeki en güçlü birleşimlerinden biri. Neredeyse tamamı çöllerle kaplı bir gezegende kendi dünyalarına dönmenin yollarını arayan ikilinin başına gelen olaylar ve bunları ele alış biçimi, çok sıkı bir taşlamaya dönüştürüyor Kin-Dza-Dza’yı. Sinema tarihinin keşfedilmeyi bekleyen cevherlerinden olan bu filmin, 2013 tarihinde animasyon olarak, yine Georgiy Daneliya tarafından Tatyana Ilina’la birlikte bir yeniden çevriminin yapıldığını da ekleyelim.

Filmi buradan izleyebilirsiniz. 

Kaynak

Daha çok bu tarz yazılar okumak isterseniz sosyal medya kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Film izlemeyi seviyorsanız Film.BuradaBiliyorum.Com sitemizi, Dizi izlemeyi seviyorsanız Dizi.BuradaBiliyorum.Com sitemizi forumlarla ilgileniyorsanız Forum.BuradaBiliyorum.Com adresini ziyaret edebilirsiniz .

Ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Schaltfläche "Zurück zum Anfang"
Schließen

Please allow ads on our site

Please consider supporting us by disabling your ad blocker!